Kitap

Published on Mayıs 9th, 2024

0

“12 Eylül ve Filistin Günlüğü” | Ayhan Kavak



Kitabın yazarı Adil Okay, enternasyonalizmi içselleştirip, pratikte hakikat eylemenin olmazsa olmaz bir zorunluluk olduğunu bir kez daha bilinçlerimize mıh gibi çakmaktadır…

Geçenlerde sesi kısık televizyondaki görüntü dikkatimi çekince hemen sesi açtım. Biri, yüzyıl önce yapılmış Lord Balfour’un portresini tahrip etmekteydi. Kimileri tabloya karşı yapılan eylemi barbarlık diye nitelerken, o portredeki kişinin bir halkın makus tarihinde kilometre taşı olduğunu aklından geçirmez. Tarihin kara sayfalarında yer alan o Balfour, bugün dahi Filistinlilerin katledilmesinin yolunu döşeyenlerden olmuştur. I. Dünya Savaşı’nda açmaza giren İngiltere, ABD’yi direkt savaşa çekmek için Yahudi desteğine ihtiyaç duyuyordu. Zira o zamanlarda da Yahudi Lobisi ABD siyasetinde etkindi. Balfour’a bir nevi ‘vaat edilmiş topraklara dönüş’ sözü verilerek, süreçle o destek sağlanmıştır.

                Verilen sözün planlanıp karara dökülmesi de gerçekleşecektir. Tarihe Balfour Deklarasyonu diye geçen bu ibretlik durumdan sonra Ortadoğu’yu kan gölüne çevirecek perçin de Mart 1921 tarihinde Kahire Konferansı’yla atılmıştır. Winston Churchill başkanlığında, Kahire’de gerçekleşmiş bu konferans, Ortadoğu coğrafyasını örümcek ağı gibi sarmış İngiliz ajan ve subaylarının katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Konferans serencamında, dört odalı yüreğimin statüsüzlüğe yazgılatılmasının yanında 22 Arap ülkesinin oluşturulması da karar altına alınmıştır. Ama bir başka karar da İsrail Devleti’nin kurulumunun önünün açılmasıydı. Sonrasında adım adım Siyonist Devletin duvarları örülmeye başlamıştır. Neticede 1948’de Filistin halkının topraklarına katliam yaparak çöreklenmişlerdir. Nakba’ya uğratılan Filistin halkının trajedisi on yıllar içinde derinleştirilen kıyım, kıran, katliam ve sürgünlerle bugünlere ulaşmıştır. Ve ân itibariyle Gazze’de, bir avuç toprak parçasına sıkıştırılmış mazlum Filistin halkı soykırıma uğratılmakta… O halkın vaveylasıyla sarsılan gök kubbeye yürekler, kulaklar ve gözler kapalı! Dünya Siteminin aktörleri Siyonist katliama çanak tutmakla yetinmeyerek adeta teşvik edici bir pozisyondalar. Çığlıklar yükseliyor Filistin’de! Gazze’de insanlık, kendi topraklarını savunurken ‘terörist’ diye yaftalanmakta… Değil mi ki, yüreğimin odaları da aynı muameleden mustarip.

                Değil mi ki, Filistinlilere kalmış ufacık bir kara parçasındaki insanlar çocuk, kadın, yaşlı ayrım yapılmadan yok edilmekte. Ne yazık, Filistinlilerin katledilişini istatistiki bilgiye indirgeyen kirli bir zihniyetin şekillenmesi söz konusu. Dile kolay, Ekim 2023’ten bu yana otuz beş bine yakın insan katledildi. On binlerce insan uzuvlarını kaybetti. Bebeler, kadınlar, yaşlılar bu kez açlıktan kırılmakta. Kara bir sis perdesiyle örtünmek istenen bir halkın çığlığı duyulmuyorsa şayet kimse bahsetmesin insanlık değerlerinden. Filistinlilerin katledilmesi insanlığın ayıbıdır! Kuşkusuz bu ayıba ortak olmayı reddedenler Filistin’in sesine ses olmaktalar. Fakat yetmiyor; yetmiyor Siyonist Devleti durdurmaya!..

                Yürekler yaralıyken, tam da böylesi bir zamanda, Aralık 2023 tarihinde Klaros Yayınları’nca, Adil Okay’ın üçüncü baskı yaparak çıkan, “12 Eylül ve Filistin Günlüğü” elime ulaştı. Dünden bugüne, Filistin halkına yaşatılanlara karşı nasıl direnildiğini öğrenmek açısından yakıcı bir çalışma olmuş. Okay, 12 Eylül’ün hemen ardından Filistin halkıyla enternasyonalist dayanışma sergileyen Türkiyeli Devrimcilerin, Filistin kamplarında kalmalarını ve zulme karşı ortak savaşım verilmesine parmak basmakta. Yazar bu kitabıyla tarihe not düşmenin yanı sıra unutuluşa terk edilen bir süreci de görünür kılmakta. Filistin kamplarında kalmış Okay, o yıllarda, 2 Nisan 1981’den başlayıp (Mart?) 1982’ye orada bulunmuş devrimcilerle yaptığı röportajlarla zenginleştirildiğinden paha biçilmez bir kaynağa dönüşmüştür. 68 Kuşağı devrimcileriyle başlayan Filistin halkıyla dayanışma ve birlikte savaşmanın 12 Eylül’le daha da arttığına tanıklık eden yazar Okay’ın kaleminden Türkiye ve Mezopotamyalı canların Arnon Kalesi’nde, Beyrut’ta, İsrail’in esir kamplarında ve birçok yerde toprağa ecelsiz düşmelerinin yanında Siyonist İsrail Devleti’ne boyun eğmeyenlerin mücadelesine ışık tutmaktadır. Okay’ın Filistin Günlüğü’nde o güzel insanların yıldızları yoldaş eylemelerinin acısı her sayfaya sinmiş durumda. Yazarın, yaşam kesitinin bir dönemindeki duygu ve düşüncelerini ihtiva eden günlükleri türlü badireler atlatarak, bir bakıma unutuluşa bırakılmışken eline geçip gün yüzüne çıkmıştır. 2009 yılındaki ilk baskısının (Ütopya Yayınları) ardından kendisiyle aynı yolları, kaderi ve omuzdaşlığı yaptığı canlarla buluşup, günlüklerin teyidi ve derinleştirilmesini sağlayan röportajlar, yaşanan süreci daha bir anlamlandırmıştır.

                Kitapta anlatılan aynı zamanda senin-benim hikayemdir! BU yüzden Filistin halkının yaşadıklarına asla kayıtsız kalınmamalıdır. Ortadoğu ve coğrafyamızı kan gölüne çevirenler aynı hastalıklı aklın ürünüdür. Haliyle dün olduğu gibi bugün de halkların kardeşliği mottosu yaşar kılınmayı beklemektedir. Bu söylemde de bırakılmamalıdır. Böylesi bir süreçte Adil Okay’ın 12 Eylül ve Filistin Günlüğü’nün genişletilmiş baskısıyla çıkması, duymak ve görmek istemeyenlere karşı bir cevaptır aynı zamanda. Unutmamak, unutturmamak ve devrimci mirasımızın Filistin ayağının bilince çıkarılması bağlamında da olsa bu eserin bilinip okunması önem arz etmektedir.

                Geçmiş hataları sorgulayan, eleştiri-özeleştiri yapan, ama solun parametrelerini unutmayan, zulüm gören coğrafyalarda mazlum halkların yanında yer alan ve ütopyaları olan bir sıra neferi. Gerek cezaevlerinde, gerek Lübnan’da benzer koşulları yaşayan yüz binlerce insan gibi. “Tek ayrıcalığım sağ kalmam ve elimde bir döneme ışık tutacak Filistin’de tuttuğum günlük, belgeler, fotoğraflar ve tarihi mektuplar olmasıdır. Bu ayrıcalığı paylaşmayı da –bedeli ne olursa olsun- bir görev bildim” Daha ne denir ki; iyi ki bunu görev bilmiş! Okay devamla, “Lübnan’da savaş esnasında tanıştığım, birlikte olduğum insanlar, benim için Türkiyeli devrimcilerdi. Ölenler de anmamız gereken kahramanlar. Düşmana karşı hepimiz aynı saftaydık. Birimiz ileride, diğerimiz geride değildik. Farklı örgütlerden geleneklerden, milliyetlerden, kökenden, bölgelerden gelen bizler, Lübnan’da aynı zor koşullarda ayakta kalma uğraşı veriyorduk.” der.

                Evet, işte böyle bir yaşanmışlığı ortaya koyuyor Okay. Enternasyonalizmi içselleştirip pratikte hakikat eylemenin olmazsa olmaz bir zorunluluk olduğunu bir kez daha bilinçlerimize mıh gibi çakmaktadır. Pratiğinden dersler çıkaranlar yapılacakları kolay eyler. Bunu bize hatırlatıp, dersler çıkarılması gerektiğini öğreten yazarı kutlarım.

                Bilinir ki, bugün yara kanıyorsa çaresi yine bende-sendedir. Yarayı tımar edip kanamayı durduracak yine bizleriz. Yeter ki gök kubbeyi ağırlığıyla çökertecek raddeye ulaşmış vaveylaları duymasını bilelim! Bugün yine yeniden kan ağlamakta Filistin! Çığlıkları arş ü aleme yükselmiş. Bunu duyumsamak isteyenler ve hakikati içselleştirmek isteyenler için Adil Okay’ın bu anlamlı eserini okumak dibace olacaktır. Okursanız eğer dersler çıkaracak, yarınlara yürüyüşün çoğalarak kararlaşmasını elzem göreceksiniz. İnsana dair olana yabancı kalmak istemeyenler için “12 Eylül ve Filistin Günlüğü”nü okumalı, okutmalı!

                Klaros Yayınları’ndan çıkan bu eser unutmamak, unutturmamayı hedefleyenler için önemli bir kaynak olacaktır. Bundan dolayı Kekê Adil Hocam’a şükranlarımı sunarım. Yazar dönemin tanığı, sanığı ve sorgulayan canlarındandır. Filistin Halkına reva görülen mezalimlikleri anlamak açısından es geçilmemesi gereken bu kitap, tarihe not düşmeyi bilmektedir. Dünü, bugünü ve yarının diyalektiğinin korelasyonunu doğru temellere oturtan yazar Adil Okay’a kulak verelim! Daha nice verimlere imza atması dileklerimle, başarılar dilerim…

Kitabın Adı: 12 Eylül ve Filistin Günlüğü

Yazar: Adil Okay

III. Baskı, Aralık 2023, Klaros Yayınları

Ayhan KAVAK

Ereğli Yüksek Güvenlikli Hapisanesi B-1-18

Ereğli/KONYA

Tags: ,


About the Author



Comments are closed.

Back to Top ↑